16 Mayıs 2024 Perşembe

Liste Başı Albümler - 15 Mayıs 2024

Rock


1. The Controller's Exam - DEAD ROOT REVIVAL (2) - 9

2. The Mandrake Project - BRUCE DICKINSON (1) - 11

3. Force Of Nature - THE RIVERBOAT MAN (4) - 8



4.  Stories From Time and Space - HAWKWIND (6) - 5

5. The Like Of Us - BIG BIG TRAIN (3) - 8

6. Ghost Stories - BLUE ÖYSTER CULT (8) - 5

7.  The Circus and the Nightwhale - STEVE HACKETT (5) - 13

8. One Deep River - MARK KNOPFLER (9) - 5

9. Livin' My Best Life - ROCKY ATHAS (13) - 4

10.  Humanoid - ACCEPT  (16) - 3

11. Dark Matter - PEARL JAM (14) - 4

12.  Glen Campbell Duets - GLEN CAMPBELL (15) - 4

13.  Skinwalker- BUZZARD, BUZZARD, BUZZARD (17) - 4

14.  The Morrison Project - BILLY MORRISON (19) - 4

15. The Seven Laws - EMPIRIC (18) - 5

16.  MightyFine - LEIF DE LEEUW BAND (25) - 2

17.  When The Sound Turns Sweet -  DJABE / STEVE HACKETT (Yeni) - 1

18.  Heathen Gospels - FREDDY and the PHANTOMS (21) - 3

19. The True North - PETER GARRETT ( 20 ) - 3

20. Are We Done Yet - EL CUERO ( 22) - 3 

21. Part Time Rebel - FRED MANDEL (23) - 2

22.  The Color That Suits You - FARMER (24) - 2

23. The Red Neck & The Red Man - MATNEY (Y) - 1

24. Fu##in Up - NEIL YOUNG /CRAZY HORSE (Y) - 1

25. Child Within The Man - SEBASTIAN BACH (Y) - 1





Blues



1. Makin' Me Wild - THE BAD DAD ORCHESTRA (2) - 7

2. Lessons - SETH JAMES (3) - 9 

3. One Guitar Woman - SUE FOLEY (1) - 7



4. Two Sides - LINWOOD TAYLOR(6) - 7

5.  Crawlin' Kingsnake - JOHN PRIMER & BOB CORRITORE (8) - 6

6.  Finly Vinly - CANNED HEAT (9) - 6

7.  Live At The Scala Theatre - ERİC BIBB (10) - 5
 

8. Broken - Walter Trout (4) - 11

9. Cadillac Man - RICK VITO  (12) - 7

10. Hill Country Love - CEDRIC BURNSIDE (14)  - 4

11.  Girl Friends - DION (5) - 10

12.  30 Anos De Blues - BIG CHICO  (15) - 5

13. BadNews Travels Fast - CHRİS BADNEWS BARNES (18) - 3

14. LOVE! It's About Time - CHICAGO MIKE BECK (19) - 3

15. Sonora - SUSAN SANTOS (17) - 4

16. THE DEACON SPEAK - STEVE HUNTER (22) - 3

17. The Paddy Boy Zimmermann Band - THE PADDY BOY  ZIMMERMANN BAND (25) - 2

18. Simplebluesboy - NOE SOCHA (24) - 2

19.  Winter Sun - MICK CLARKE  (20) - 5

20. A Good Thing - HANDSOME JACK (21) - 4

 
21. White Gloves - BAD BLUES QUARTET (23) - 3

22. Blues Evertwhere I Go - MICHAEL VAN MERWYK (Yeni) - 1 

23. Close To Me - HONEY HOUNDS (Y) - 1


24. Best of my Blues - VARGAS BLUES BAND (Y) - 1


25. Live Access All Areas - ELLIS MANO BAND (Y) - 1




Caz


1.  The Sky Will Still Be There Tomorrow - CHARLES LLOYD (2) - 8

2.  Cross Currents -  MARK EGAN (1) - 9

3. Don't Talk - CARL BAGGE (6) - 9



4.   Eagle's Point - CHRIS POTTER (8) - 7

5.  Spring Sings - YES! TRIO (3) - 8

6.  Three - PAT BIANCHI (7) - 8

7.  Nortbound - BEVORT 3 (11) - 7

8. Tree - ABDULLAH  IBRAHIM (5) - 11

9.  Old School - THE NEW  MASTERSOUNDS (12) - 6


10. Nordic Stew - LASSY & ESKOLA (9) - 8

11.  Swing Fever - ROD STEWART with JOOLS HOLLAND (4) - 10

12. But Who's Gonna Play The Melody? - CHRISTIAN McBRIDE& EDGAR MEYER (13) - 6

13.  Marine Moods - NICK WALTERS (15) - 7

14.   
The Hidden World of Piloo - ADA ROVATTI  (19) - 5

15.   People Please - SAM FRIBUSH TRIO (14) - 6

16.  Every Now And Then - CORY WEEDS & CHAMPIAN FULTON (20) - 5

17.  Karnevel! - SCOTT HENDERSON (17) - 7

18.  A Single Sunbeam - DANIEL HERSKEDAL (24) - 4

19. Smiling - MARK LOCKHEART (25)  - 2

20. Duets - BEN NICHOLLS (23) - 6

 21. Echoes Of The Inner Prophet - MELISSA ALDANA (Yeni) - 1

22. I Was Here - ANDY EZRIN (Y) - 1

23. Motionation - HUNTERTONES (Y) -1

24. PSA (I) - PSA TRIO (Y) - 1

25. Ents Marching - FORREST OF FANGHOM (Y) - 1

10 Mayıs 2024 Cuma

Rock Tarihinde Akustik Gezinti



Aptulika ve Vecdi Yücalan (Objektif) 

ile 

Rock Tarihinde Akustik Gezinti 

 

Türk Rock’ının kilometre taşlarından, Objektif ’in solisti Vecdi Yücalan ve müzik eleştirmeni-karikatürist Aptulika, uzun bir aradan sonra akustik söyleşilerine yeniden başlıyorlar.  17 Mayıs 2024 tarihinde Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde ikili,10 yıl aradan sonra tekrar izleyicileriyle buluşacak. 

Rock müzik tarihine, sanat-politika ilişkisine, günümüz Rock müziğine farklı açılımlar getirecek projede, bu  yıl 36. Yaşını kutlayan Türk Rock grubu Objektif ‘in solisti, söz yazarı ve bestecisi Vecdi Yücalan, söyleşi boyunca severek dinlediği ve ayrıca kendi yazdığı şarkıların akustik yorumlarını da izleyiciyle paylaşacak. 

 

Türk Rock’ın iki kilometre taşı! 

Aptulkadir Elçioğlu, nam-ı değer Aptulika ‘şahsına münhasır’ kişilik, ülkenin en değerli karikatüristlerinden ve müzik eleştirmenlerinden. M.S.Ü. (İDGSA) Resim bölümü mezunu olmasına rağmen, kendi deyimiyle ‘güncel olana’ ilgisi nedeniyle karikatür çizmeyi seçmiş. Çok sayıda mizah dergisinde ve gazetede yazıp çizen Aptulika, şu sıralar sosyal medya üzerinde yazıp çizmeye devam ederken sergi ve farklı projeleriyle de çalışmalarını sürdürüyor.  

 

 

Vecdi Yücalan, Türkiye’nin en önemli ve Türk Rock’ın başlangıcını yapan gruplarından Objektif ‘in solisti, bestecisi ve söz yazarı. Annesinin 'John Lennon mı olacaksın’ diyerek müzik yapmasına karşı çıkmasına aldırmadan, illegal yollardan müziği ve gitarı keşfeden sanatçı, bugün 36.yaşını dolduran 7 albümlü bir gruba sahip. 

 

Kırk yıllık dostluğun buluşması 

Aptulkadir Elçioğlu ve Vecdi Yücalan’ın dostluğu 40 yıl öncesine dayanıyor. Bu iki ezeli ve ebedi arkadaşın yolu keyifli bir projeyle bir kez daha kesişti. Bir araya geldiklerinde birbirleriyle paylaştıkları çok değerli anıları, Türkiye müzik tarihi ile ilgili bilgi ve görgülerini, seyirci ile paylaşıyorlar.  

 Yücalan ve Aptulika’nın farklı illerde gerçekleştirdikleri ve büyük beğeni toplayan akustik söyleşisi 10 yıllık bir aradan sonra Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde 17 Mayıs 2024, Cuma gecesi yapılacak ilk etkinlikte tekrar başlıyor.


( Basın Bülteninden)







9 Mayıs 2024 Perşembe

CEZANNE'ın Peşi Sıra - 12 / Son Bölüm



Geçen ayın başında Fransa'ya Aix - en - Provence gittim. Orası ressam Paul Cezanne'ın doğduğu ve öldüğü yerdi ve gezimde de hep onun izini sürdüm. Burada üç gün gibi kaldım ama 12 bölümlük yazı çıkardım. Bunun sebebi de Cezanne'ı dolu dolu yaşamaktan kaynaklanıyordu. Bu arada Cezanne'ın atölyesi de 2025 yılına kadar kapalıymış. O da açık olsaydı, her halde bir kaç ciltlik yazı ve çizim çıkardı. 

Bir çoğunuz bu yazılar da nereden çıktı demişsinizdir ama böyle güzel şeyleri insan paylaşmadan edemiyor. Üstelik böyle takibi olan seyahatlerden dönüşte enerji depolayıp heyecanla üretmeye başlıyorum. Bu sefer de öyle oldu, elime kurmızı kapaklı bir defter alıp, notlar düştüm. Dönüştede 37 tane Cezanne ile ilgili çizim yaptım. İşte bunlardan toparlanan 12 yazıyla sizin canınıza okudum. Umarım beni affedersiniz. 

Gezi ve sonrasında kırmızı kapaklı deftere çizdiklerimi facebook'taki Aptulika/Blues Perişan sayfamdan ve instagram profilimden aralıklarla yayınlayacağım. 

Böylece blogdaki normal akışımıza dönüyoruz. 

Aptulika



8 Mayıs 2024 Çarşamba

CEZANNE'ın Peşi Sıra - 11 / Aix en Provence'ın En Güzel Abisi



6 Nisan 2024

Saat: 08:18


Sabah otelden çıkınca ara sokaklara doğru bir bakıyorum, karşıdaki eczane ve tabelası  olmasa sanki tarihi bir sahne içindeyim. 



Gene  bizim ülkedeki betonlaşma ve gökdelen merakı aklıma geliyor. İstanbul’da tarihi mekanların olduğu yerlerde bile bir çok yerden sivilce gibi yeni binalar gözünüze patlar. 




Bir of çekip kafamı ana meydana doğru çeviriyor ve yürümeye başlıyorum. İlerde bir hareketlilik var ... bunun bir pazar kuruluşu ve onun koşuşturması olduğunu anlıyorum. Bu Pazar kuruluşu hep bize özgü gibi anlatılır, öyle ki İstanbul’a gelen turistlerin bu manzaraya çok şaşırdıklarını rivayet eder dururuz. Oysa Fransızlar da bal gibi pazar kuruyorlarmış hani. Ha burada “ikizlere takke” diye bar bar bağırmıyorlar ama pazarcılar bizdekiler gibi. Burada sebze zerzavat yok daha çok giysi, çanta falan gibi şeyler satılıyor. 




Ha bu arada ikinci el plak, çizgi roman ve sahaf tezgahları da bir hayli yoğunlukta giriş bölümünde arzı endam ediyor. Sahaf ve plak satıcıları aynı bizdeki gibi, tek farkları Fransızca konuşmaları. Dünya üzerinde her coğrafyada insanlar farklılaşabiliyor  ama sahaf dedin mi her yerde aynı.  



Bazı sahaflar sadece belirli bir alana da yoğunlaşabiliyor. Onlardan biri de sadece keman ailesine yer veriyordu. Keman, viyola, çello (tezgahta yoktu ama viyolonsel) dışına taşmayan bu sahafa kalkıp obua var mı diye sorarsanız sizi tersleyebiliyor. Desem de siz bana bakmayın... zaten resimde de arka planda bir akordiyon gözünüze batacaktır. 



6 Nisan 2024

Saat: 11:47

Bir pazar yeri ve yanınızda eşiniz varsa yandınız demektir. Dört saat boyunca alışveriş etti. En sonunda pazar alışverişi bitmişti. Gene bizi ilk gelişimizde karşılayan o meydana döndük. 

Ortada duran şelaleli havuzlu anıt orada tüm heybetiyle duruyordu. Üstündeki aslan heykelleri şehri korumakla görevli nöbetçiler gibiydi.


 



Aix - en - Provence'da sadece bu anıt  yoktu. Neredeyse her köşebaşında  bunun kadar büyük olmasa da irili ufaklı şelaleli heykeller mevcuttu. 


Daracık bir sokağın kenarında rastladığımız bu yunuslu havuz çok hoşumuza gitti. Bu küçük çeşmeli anıta bizim gibi merakla bakan ABD'li turistler aralarında konuşurken, 

"Bunun suyu içilir mi?" 

diye akla ziyan bir soru soracaklardı. Amerikalıdır ne yapalım diyerek güldük. Ha bu arada Aix-en- Provence'da su çeşmeden içilebiliyor... üstelik çok sağlıklı da olduğu söyleniyor. 


6 Nisan 2024

Saat: 11:56

Aix meydanından karşıya geçecek ve bir büyük ziyareti daha gerçekleştirecektik. 



Bu Cezanne'ın heykeliydi ve Aix -en - Provencelı hemşehrilerini selamlıyordu. Bu heykelde Sainte Victoire'nin resmini yapmak için tepelere tırmanma hali simgeleniyordu. Bu heykele bakarken bir çok insan sarılıp fotoğraf çektiriyordu. Hatta bu heykeli gece ayazında gören bazıları da üşümesin diye kazağını verip, boynuna sarmıştı. 

Avrupa'nın bir çok yerinde heykeller büyük kaidelere yapılmıyor, adeta insanlarla birlikte yaşıyor ve onlarla geziniyor. 



Aix - en - Provence'de Cezanne'ın heykeli olur da Emile Zola'nın olmaz mı... Onun heykeli ise uzun ve ince piramit konumunda bir kaideye sahip. Zola biraz daha mesafeli olsa da kaidenin yükseliş konumu ve alttaki bitkilerle arkadaki evler öyle bir kompozisyon oluşturuyor ki, buda heykeli çevreyle bütünleştiriyor. Tabi bu heykeli görünce gene bizim diyarlar aklıma geliverdi. Bizde böyle bir heykel yapılsa on hatta beş yıl sonra arkadaki evler değişir başka bir şey olurdu. 



Yukardaki fotoğrafta bir banka ATM'si ve bir kapı görüyorsunuz. Bu ne alaka derseniz şöyle anlatabilirim, burası Cezanne'ın babasına ait bir iş yeriymiş. Baba Cezanne bir şapkacı ve daha sonra da bankerlik yapmış. İşte burası da  bankerlik yaptığı binaymış. İsterseniz sözü Rilke'ye bırakalım ve durumu "Cezanne Üzerine Mektuplar" kitabından dinleyelim:

"...ve önünde katedraliyle , hiçbir şeyden haberi olmayan şehir uzanırdı; akıllı uslu ve sade insanların şehri, oysa o, şapkacı olan babasının önceden görüp sezdiği gibi farklı birisi olmuştu. Babasının görüp sezinlediği ve kendisinin de inandığı gibi bir bohem olmuştu. Bohemlerin sefalet içinde olduklarını ve o halde öldüklerini bilen bu baba oğlu için çalışmayı kafasına koymuş ve bir çeşit banker olmuştu. "

Bu arada Cezanne'ın o güzelim şapkalarının sebebi de babasını şapkacı olmasıymış demekki. Bir de bu baba en sevdiğim banker oldu ha, onu da söylemeden geçmeyeyim.




Bu arada, "be adam, topu topu 4 günlük bir gezi yaptın Cezanne'dan başka bir şey anlatmadın ve bir tomar da şey yazdın." diyerek kızıyorsanız, haklısınız. Ama sonuna geliyoruz. Bana bir iki yazı daha müsaade edin, sonra serbestsiniz.


Aptulika



Liste Başı Albümler - 8 Mayıs 2024

Rock

 



1. The Mandrake Project - BRUCE DICKINSON (2) - 10

2. The Controller's Exam - DEAD ROOT REVIVAL (3) - 8


3. The Like Of Us - BIG BIG TRAIN (1) - 7





4. Force Of Nature - THE RIVERBOAT MAN (5) - 7

5.  The Circus and the Nightwhale - STEVE HACKETT (4) - 12

6.  Stories From Time and Space - HAWKWIND (9) - 4

7.  Stained Glass - VENİCE (10) - 6

8. Ghost Stories - BLUE ÖYSTER CULT (12) - 4

9. One Deep River - MARK KNOPFLER (11) - 4

10. Stranger Skies - ELLESMERE (6) - 12

11.  Invincible Shield - JUDAS PRIEST (7) - 9

12.  Be Right Here - BLACKBERRY SMOKE (8) - 9


13. Livin' My Best Life - ROCKY ATHAS (16) - 3


14. Dark Matter - PEARL JAM (15) - 3


15.  Glen Campbell Duets - GLEN CAMPBELL (17) - 3

16.  Humanoid - ACCEPT  (25) - 2


17.  Skinwalker- BUZZARD, BUZZARD, BUZZARD (19) - 3

 18. The Seven Laws - EMPIRIC (18) - 4

19.  The Morrison Project - BILLY MORRISON (20) - 3


20. The True North - PETER GARRETT ( 23 ) - 2


21.  Heathen Gospels - FREDDY and the PHANTOMS (24) - 2


 22. Are We Done Yet - EL CUERO ( 22) - 2 

23. Part Time Rebel - FRED MANDEL (Yeni) - 1

24.  The Color That Suits You - FARMER (Y) - 1

25.  MightyFine - LEIF DE LEEUW BAND (Y) - 1




Blues




 1. One Guitar Woman - SUE FOLEY (1) - 6

2. Makin' Me Wild - THE BAD DAD ORCHESTRA (3) - 6

3. Lessons - SETH JAMES (5) - 8


4. Broken - Walter Trout (6) - 10

5.  Girl Friends - DION (2) - 9

6. Two Sides - LINWOOD TAYLOR(7) - 6

7. My Kind of Music - LUCKY WÜTHRICH (9) - 8

8.  Crawlin' Kingsnake - JOHN PRIMER & BOB CORRITORE (10) - 5

9.  Finly Vinly - CANNED HEAT (12) - 5

10.  Live At The Scala Theatre - ERİC BIBB (13) - 4


11.  Olustee - JJ GREY & MOFRO (4) - 11

12. Cadillac Man - RICK VITO  (14) - 6

13. Fortuna - BEX MARSHALL (15) - 9

14. Hill Country Love - CEDRIC BURNSIDE (17)  - 3

 
15.  30 Anos De Blues - BIG CHICO  (18) - 4

16.   Jpeg Raw - GARY CLARK Jr. (16) - 7

17. Sonora - SUSAN SANTOS (20) - 3


18. BadNews Travels Fast - CHRİS BADNEWS BARNES (22) - 2


19. LOVE! It's About Time - CHICAGO MIKE BECK (23) - 2

20.  Winter Sun - MICK CLARKE  (19) - 4

 21. A Good Thing - HANDSOME JACK (21) - 3

22. THE DEACON SPEAK - STEVE HUNTER (24) - 2


23. White Gloves - BAD BLUES QUARTET (25) - 2

24. Simplebluesboy - NOE SOCHA (Yeni) - 1

25. The Paddy Boy Zimmermann Band - THE PADDY BOY  ZIMMERMANN BAND (Y) - 1



Caz


1.  Cross Currents -  MARK EGAN (3) - 8

2.  The Sky Will Still Be There Tomorrow - CHARLES LLOYD (4) - 7

3.  Spring Sings - YES! TRIO (1) - 7


4.  Swing Fever - ROD STEWART with JOOLS HOLLAND (2) - 9

  5. Tree - ABDULLAH  IBRAHIM (5) - 10

6. Don't Talk - CARL BAGGE (7) - 8

7.  Three - PAT BIANCHI (8) - 7

8.   Eagle's Point - CHRIS POTTER (9) - 6

9. Nordic Stew - LASSY & ESKOLA (10) - 7

10.  It Is What It Is - THE SWR BIG BAND (6) - 10

11.  Nortbound - BEVORT 3 (14) - 6

12.  Old School - THE NEW  MASTERSOUNDS (13) - 5

13. But Who's Gonna Play The Melody? - CHRISTIAN McBRIDE& EDGAR MEYER (15) - 5

14.   People Please - SAM FRIBUSH TRIO (17) - 5

15.  Marine Moods - NICK WALTERS (19) - 6

16.  Technically Acceptable - ETHAN IVERSON (11) - 12

17.  Karnevel! - SCOTT HENDERSON (18) - 6

18. The Royal Flush - THE PREACHER MEN (12) - 7


19.   The Hidden World of Piloo - ADA ROVATTI  (21) - 4

 20.  Every Now And Then - CORY WEEDS & CHAMPIAN FULTON (20) - 4

21. Play! - HENNING ULLEN (22) - 6

22. Path - MATHIAS LANDAEUS(23) - 3


23. Duets - BEN NICHOLLS (24) - 5

24.  A Single Sunbeam - DANIEL HERSKEDAL (25) - 3

25. Smiling - MARK LOCKHEART (Yeni) 

CEZANNE'ın Peşi Sıra - 10 / Doğduğu Kentteki Müzeye Giremeyen Ressam




5 Nisan 2024

Saat: 14:00


Devasa bir Cezanne afişi bizi karşılıyor Müze Granet’in kapısına geldiğimizde. 

Aix– en - Provence’in en büyük müzesi, elbette ki o kentten çıkan en önemli ressam olan Cezanne’ın tablolarıyla dolu olur. Hatta buraya bir Cezanne Müzesi de diyebiliriz gibi düşünceler aklınızdan geçiyorsa hemen unutun derim. Bu müze 1775 ile 1849 yılları arasında yaşamış bir başka Aix-en-Provencelı ressam olan François Marius Granet’ın işleriyle dolu adeta ona adanmış bir müze. İçerde devasa büyüklükteki iki salon boydan boya ona ayrılmış durumda. 

Cezanne’a gelince, modern resme ayrılmış olan bölümde bir evin bir mütevazı odasını andıran bir yerde 2 duvarı ancak kaplayacak  az sayıda  ve ufak ebatlı tabloları bulunuyor. Değil Amerika, Rusya’daki müzelerde bile bundan daha çok Cezanne tablosu vardır. Aslına bakılırsa 1984’e kadar bu müzede bir tane bile Cezanne tablosu yokmuş. 


Şimdi şöyle bir 1900 yılına gidelim ve o tarihte bu müzenin yöneticisi ve küratörü Henri Pointer, şöyle haykıracaktı: “Ben yaşadığım sürece bu müzeye Cezanne denilen herifin hiçbir çalışması giremez…” dedikten sonra, “değil tablosu onun nefesi bile buraya giremez!” emrini verecekti. 


Henri Pointer’in emri öldükten sonra da 1984’de kadar sürmüş. O zamanlarda Cezanne’ın tabloları Aix’de pek rağbet görmüyormuş.  Bir sanat simsarı olan Ambroise Vollard (1866- 1939) bir ara Cezanne’ın atölyesine gelip, bir çok tablosunu çok ucuza satın alacaktı. Modern sanatın en büyük simsarlarından olan bu isim, bu tabloları başta Amerika olmak üzere bir çok koleksiyonere satacaktı. 

Aradan geçen 84 yıl boyunca Müze Granet’te tek bir Cezanne eseri yoktu , oysa dünya müzeleri ve koleksiyonerler bu büyük ressamın tablolarını koleksiyonlarına katarken, bu eserlere paha biçilemeyecekti. 

Tarihler 1984’ü gösterdiğinde Fransız Kültür Bakanı bu ayıba son verecekti ve Cezanne’ın sekiz yağlıboya tablosunu satın alarak bu müzeye koyacaktı. 2011 yılında da ressamın Emile Zola tablosu alınacaktı. Şimdi müzede topu topu on, on iki Cezanne tablosu var ve onlar da çok küçük boyutlu. 

Müzenin dev ve yüksek tavanlı salonları arasında üç odalı bir ev küçüklüğünde bir bölümde bir iki Picasso, Mondrian, Paul Klee vd. arasında bu Cezanne tabloları da Modern Sanat bölümünde bulunuyor. 


Cezanne resimleri arasında en büyük ebatlı olanı da öğrencilik döneminde yaptığı  Felix Nicolas Frille’ın “ Şairin Rüyası / İlham Perisinin  Öpücüğü” adlı eserinin kopya çalışması. Cezanne’ın yaptığı bu kopya ile aslı yan yana konularak sergileniyor. Buraya bakarken Cezanne’ın kopya çalışmasında bile kendi kişiliği hissediliyor. 


Aptulika


Paul Cezanne - Naturmort 1865 ( 1984'te Paris Müze Orsay'dan getirilmiş.) 


 Felix Nicolas Frille’ın “ Şairin Rüyası / İlham Perisinin  Öpücüğü” adlı eseri solda... sağda bulunan da Cezanne'ın kopya çalışması











Paul Cezanne - Bethsabee 












7 Mayıs 2024 Salı

CEZANNE'ın Peşi Sıra - 9 / Sainte - Victoire'e Bakmak.




5 Nisan 2024

Saat: 11:19


Sainte – Victoire Dağı’nı merkeze aldığı peyzajları Cezanne için adeta bir tutkuydu. Sanatçı, şövalesini Chemin de la Marguetite ‘a kurarak en yüksek bakış açısını seçerek bu dağı çevresiyle tuvale aktaracaktı. 



Bugün dünyanın en büyük müzelerinde ve özel koleksiyonlarda bulunan 11 yağlıboya, 17 suluboya resim yaparak bu tepeyi ölümsüzleştirmişti. 1902 ile 1906 arasında buraya gelip bol bol eskiz ve yağlıboya resimleri bu kırsal alanda yapmıştı. 


Neredeyse her gün evinden atölyeye kadar yürüyor. Oradan da bu kırsal alana gelip çalışıyordu. Bu arada bu kırsal alan atölyesinden 2 km uzakta bir vadinin batı yakasındaydı ve Cezanne,  her gün sırtında tuvalleri, boyalarıyla birlikte elinde bir ahşap sopayı baston gibi kullanarak buraya tırmanıyordu. 



Biraz önce atölyeye yaptığım yokuş yukarı uzun yürüyüşten bahsetmiştim, şimdi 2 km daha yürüyecektim. Ha bu arada buralara gitmek için araba da kullanabilirsiniz, zira bu gidiş yolu daha da önce belirttiğim gibi kaymak tabaka insanlarının oturduğu semtler olmuş. Dolayısıyla bir taksi tutup gidebilirdik. Ancak Fransa’ya daha önce gittiğimde de insanlar taksi tutmamam konusunda uyarmışlardı (üstelik bu uyarıyı Fransızlar yapmıştı). Bir de madem Cezanne’ın peşi sıra dedik, o zaman yürümeliydik. Hatta öyle bir gaza geldim ki, büyük usta gibi elime bir sopa, sırtıma da bir çanta almayı bile düşündüm. 



Lauves’e gitmek için bir yola saptık. Burası bir patika gibi bir yoldu ama levhadaki yazıya baktığımızda buranın özel bir mülk olduğunu görecektik. Cezanne’ın saç sakal birbirine karışmış olarak bir berduş gibi tepeye tırmandığı yollardan biri zenginlerin özel yolu olmuş. Hey gidi hey dedim ve ekledim, büyük yapıtlar veren bu büyük ressamın adımını attığı her yer değerlenmiş, oysa o hayattayken bu yollara tırmanırken çocuklar ona taş atıp dalga geçiyorlardı. 



Neyse biz gene halka açık başka bir yola döndük ve devam ettik. Yürüdükçe yeşilliklerin arasındaki lüks konutlar azalıyor ve yeşil çoğalıyordu. 

Ağaçların arasında geniş basamaklardan döne döne helezonik bir şekilde çıkarken büyülü bir ortama adım atıyorduk. 

Tepeye çıktığımızda muhteşem bir şey oldu… O Cezanne’ın resimlerindeki manzara capcanlı karşımdaydı. 






Üstelik her şey o zamanki gibi korunmuştu. Biraz önce yolda gördüğümüz lüks binalardan ufak bir görüntü bile yoktu, her şey aynen korunmuştu. 






Bu arada Cezanne’ın atölyesine bakarken de etraftan tek bir yeni yapı görünmüyordu. Tabi bu manzara bakarken aklıma bizim ülke geldi ve bizde olsa şimdi buradan bakarken birkaç gökdelen görebilirdik. Oysa burası öyle güzeldi ki, Cezanne’ın açık havada resim yaptığı o ortamı capcanlı yaşıyordunuz. 



Sadece yaşamakla kalmıyorsunuz, neredeyse Cezanne gibi oraya oturup resim yapmak istiyorsunuz. 




Cezanne’ın tuvalini koyup resim yaptığı yeri görüyor ve onun gibi manzaraya bakıyorduk. 







Yandan bir yerden çıkıp gelecekti buraya sanki. Onu burada gibi hissediyorum. 

Cezanne, şövalesini çimenlerin üzerine kurmuş, boya kutusu, paleti ve fırçalarıyla yüzünü dağa doğru çeviriyor. Bu anı burada yüzyıl sonra bile aynen yaşıyoruz. 





Cezanne’nın resmini yaptığı Sainte – Victoire Dağı öyle fazla özel yanı olan bir görüntü değil gibi geliyor bana ama şimdi baktığımda bana olağanüstü etkili ve büyüleyici geliyor. Bunun sebebi ise burayı Cezanne’ın resmetme tutkusuydu. O tuvale taşımaktan vazgeçmediği bu dağ için: 

“ Şu Sainte – Victoire’e bakmak, ne güzel bir şey.”

 demişti. “Kibirsiz mavi”leriyle harikaları ortaya çıkaran ressamın gözleri bu dağı bir büyük görkeme döndürüyordu… tıpkı basit bir oturağı başyapıta dönüştüren Van Gogh gibi. 


4 yıl boyunca buraya neredeyse her gün gelen Cezanne,  bu dağı ve çevresinin resmini yapmıştı. Fırtınalı bir 1906 yılı Ekim’inde gene buradaydı ve başlayan yağmuru umursamadan resim yapmaya devam edecekti. O esnada fenalaşan ressam bayılarak yere yığılır. Onu iki köylü bulur ve evine taşır. Ertesi günü yeniden atölyesine giden ressam, bir portre üzerine çalışmaya başlayacaktı. 

Bu resim üzerine çalışırken bir hafta sonrası ise 22 Ekim’i 23’e bağlayan gece  zatürreden  67 yaşında hayata veda eder. Bu hastalığa Sainte Victoire dağını resmetmek için yağmura ve fırtınayı umursamadan çalıştığı gün yakalanmıştı. Cezanne, resim yaparak ölmek istiyordu ve son nefesini de böyle verecekti. 



 
Dönüş yolumuzda Cezanne’ın bir süre yattığı hastaneyi de görecektim. Şimdilerde burası onun ismiyle bir huzurevi olmuş. 





 Uzun ve yokuşlu zorlu bir tırmanış yapmıştım ama Cezanne’ın her yanında izi olan bir macerayı yaşamıştım.




Ancak daha yeni öğlen vakti olmuştu. Şimdi aşağıya şehir merkezine yürüyecek Müze Granet'te Cezanne tablolarını göreceğim. Tırmanmalı, inişli uzun bir yürüyüş olmuş ve hala devam ediyordu ama yorgunluk yerini büyük bir coşkuya ve heyecana bırakmıştı.  

Bir sonraki yazıda Müze Granet'te buluşmak üzere.

 

Aptulika




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...